DEM Parti’nin Diyarbakır’da düzenlediği Newroz kutlaması coşkulu geçti. Her yaştan binlerce insan, yağışlı havaya rağmen geleneksel kıyafetlerini giyerek kutlamaların yapıldığı alana akın etti. Güvenlik önlemleri yoğundu; kutlamaya katılanlar altı farklı kapıdan ve iki kontrol noktasından geçerek alana girebildiler. Çok şükür, etkinlikte herhangi kötü bir hadise olmadı, Newroz’un ruhuna uygun olarak bayram tadında bir gün yaşandı.
Diyarbakır Newroz’unda gözler Leyla Zana’nın üzerindeydi. En çok onun ne mesaj vereceği merak ediliyordu. 2016’dan beri girdiği konuşma orucuna iki ay önce yaptığı bir söyleşiyle son veren Zana, uzun bir süreden beri ilk defa Diyarbakır’da geniş burada kitle ile buluştu. Newroz sahasına DEM Parti Eşgenel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile birlikte gelen Zana’nın konuşmasında öne çıkan üç konu vardı:
İlki, Kürtlerin birlikteliğiydi. Zana, Kürt kimliğinin ve Kürtlerin mücadele tarihinin önde gelen isimlerini tek tek andı. Exmedê Hanê’den Şeyh Said’e, Seyyid Rıza’dan Saidi Kurdi’ye bütün bu isimlere minnettar olduklarını belirtti. Bu bağlamda bilhassa Mele Mustafa Barzani’ye yaptığı vurgu son derece mühimdi. Zira KDP ile PKK arasında iplerin gerildiği bir ortamda Zana, kendilerinin Kürtlük hissiyatını ilk olarak Mele Mustafa Barzani’nin mücadelesiyle tattıklarını hatırlattı ve bu mücadelenin Öcalan ile ivme kazandığını vurguladı.
İkincisi, yerel seçimlere ilişkindi. Zana’ya göre; Türkiye’de Kürtlerin baskı altında tutulmalarının en önemli nedeni, bu baskının failleri olan partilere Kürtlerin destek vermesiydi. AK Parti, CHP ve MHP gibi partiler, Kürtlerden aldıkları oyu Kürtlerin bu baskı siyasetine verdikleri bir rıza şeklinde yorumluyorlardı. O nedenle, Kürtler bu partiden uzak durmalı ve iradelerini kendileri için kullanmalıydı. Seçimden sonra barışın yolu da ancak böyle açılabilirdi.
Bu ifadeler 2019 seçimleri öncesi Öcalan’ın HDP’ye yaptığı “tarafsız kalın” çağrısıyla aynı manayı taşıyor. 2019’da Öcalan’ın HDP’lilere dediğini 2024’te Zana DEM Partililere diyor. Yani onlara kendi gündemlerine odaklanmalarını ve kendileri dışındaki partilerin kazanması veya kaybetmesiyle alakadar olmamalarını salık veriyor. Bu söylemin, özellikle seçim yarışının nefes nefese sürdüğü büyükşehirlerde DEM Partililerden oy beklentisi olan CHP’yi kızdıracağına ve rahatsız edeceğine şüphe yok.
Üçüncüsü, çözüm süreciydi. PKK ilk ateşkesini 1993’te Özal’ın cumhurbaşkanlığı döneminde ilan etmişti. Öcalan’ın barışın yolunu ve metotlarını ilk kez 1993’te konuşmaya başladığını söyleyen Zana, kendisini dinleyen büyük kalabalığa, tek kelime ile cevap vermesini isteyerek “Öcalan’ın bir daha bu yolu açmasına hazır mısınız?” diye bir soru yöneltti. Kitleden “Evet” yanıtını alınca da memnuniyetini dile getirdi.
Zana’nın gerek Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile alana el ele girerek verdiği fotoğraf ve gerek konuşmasındaki tonlama, mesajın ve sorunun asıl sahibinin Öcalan olduğunu ima eder gibiydi. Sanki Zana aracılık yapmış ama suali Öcalan sormuştu. Zana’dan sonra konuşan Bakırhan, Öcalan’ın çözümü çerçevesini desteklediklerini açıkladı. Öcalan’a diğer muhatapların –devletin ve Kandil’in- nasıl karşılık vereceklerini ise zamanla göreceğiz. Ama bugün Newroz’da alana Öcalan’ın damgasını vurduğunu söyleyebiliriz.